110 yıl önce, vatan toprağının her bir karışı canla, kanla savunuldu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” sözleriyle şekillenen bu destanda;
Seyit Onbaşı 215 okkalık mermiyi sırtlayarak tarihi değiştirdi…
Yahya Çavuş ve birkaç Mehmetçik, bir tabura karşı göğüs göğüse çarpıştı…
Kınalı Ali, annesinin “Vatan sağ olsun” diye biten mektubunu okurken gözyaşlarını içine akıttı…
Henüz 9 yaşında cepheye koşan Nezahat Onbaşı, babasının yanında savaşarak “Küçük Asker” değil, “Onbaşı” unvanını aldı…
“On Beşliler” Tokat’tan, Sivas’tan, Erzurum’dan, nice Anadolu diyarından… Okullarını bırakıp cepheye koştular. Bir daha dönemeyen o yiğitler, memleketin geleceğini kendi canları pahasına korudular.
Onlar, dönmeyi düşünmeden yola çıkanlardı.
Onlar, toprağa düşerken bile bu milletin onurunu düşürmeyenlerdi.
Bugün hür ve bağımsız yaşıyorsak, bunu Çanakkale’de destan yazan yiğitlerimize borçluyuz.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
Ruhunuz şad, aziz hatıranız daim olsun.