CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen **“Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”**nin ikinci bölümü üzerine yaptığı konuşmada, düzenlemenin kamu mülkiyetini belirsizleştireceğini belirterek idari işlemlerle tapu devrine karşı çıktı.
Durmaz, ❝Vakıf kültür varlıklarını korumak ortak görevimizdir; fakat koruma, ancak hukuk, şeffaflık ve yargı denetimiyle anlam kazanır.❞ ifadesini kullandı.
“Devletin iç mülkiyet düzeni bozulur”
Durmaz, teklifin “koruma” adı altında kamu taşınmazlarının Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün idari yazısıyla devredilmesine olanak tanıdığını belirterek, “İstanbul Valiliği’nin kullandığı tarihî bina dahi ‘vakıf katkısı’ iddiasıyla idari bir yazıyla devredilebilir. Bu, yalnızca sembolik bir örnek değildir; devletin kendi iç mülkiyet düzenini bile bozabilecek bir sonuçtur.” dedi.
11, 15 ve 17’nci maddelere ayrı itiraz
Durmaz, teklifin üç maddesine yönelik itirazlarını şöyle sıraladı:
-
Madde 11: Belediyelere ait taşınmazların mazbut vakıflara devrinin yerel yönetimlerin mali özerkliğini aşındıracağını belirtti.
-
Madde 15: Doğal sit alanlarının Cumhurbaşkanı kararıyla yeniden tanımlanması yetkisinin idarenin kanuniliği ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
-
Madde 17: Daha önce Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen hükümlerin fiilen geri getirildiğini, bunun şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle bağdaşmadığını ifade etti.
Yedi maddelik öneri paketi
Durmaz, teklifin yeniden düzenlenmesi için 7 öneri sundu:
-
“Vakıf kültür varlığı” tanımı somut belge ve vakfiye şartına bağlanmalı.
-
Her mülkiyet devri mahkeme kararıyla yapılmalı.
-
KİT, üniversite ve belediye şirketleri için özel koruma rejimi oluşturulmalı.
-
Ülke çapında açık envanter sistemi zorunlu hale getirilmeli.
-
Kamu hizmeti yürütülen binalar için kullanım güvencesi sağlanmalı.
-
Bilim kurulları güçlendirilmeli, ekolojik hassas alanlarda koruma önceliği yasalaştırılmalı.
-
Vakıf taşınmazları el sanatları için şeffaf başvuru ve denetim sistemiyle tahsis edilmeli.
Durmaz, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
❝Gerçek vakıf eserlerini koruyalım, vakfiyesine uygun kullanımını güvence altına alalım; ancak kamunun mülkiyetini, yerel yönetimlerin özerkliğini ve yargı denetimini baypas etmeyelim. Korumaya ‘evet’, idari yolla mülkiyet devrine ‘hayır’ diyoruz.❞





